Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

Yaptınız mı Yapmadınız mı ?

Perşembe, Eylül 25, 2008 Yazar: ters LALE... 2 yorum var
Siyasette bugunlerde Öylemidir? Değilmidir ?
bu mudur? Değilmidir ? gibi sacmalaması Güzel laflar dönüp duruyor :)

Hele Baham Siz ülkeyi Felakete Sürükledinizmi ? Sürüklemedinizmi ? :D

"Ders Çalışma"ya Çalışma Meselesi


Ders çalışmak : Bir Kişinin ders konularını tekrar, okuma vs vs yaptığı iştir.

Benim hiç yapmadığım,yapmak istemediğim nedenini bilmiyorum gerek duymadığım biraz bana garip gelen kavram. Hayatım boyunca saysam 5 parmağımı geçmez evde ders çalışmak.Tabi böyle olunca başarı gelmiyor yada istediğiniz olmuyor tabiki.

" Yalnızlık Şey'si "


Garip Bir Duygudur yalnızlık. Bazen bilerek yapmaya çalıştığımız , bazen bizim dışımızda gelişen bir olgudur.

Bazen kendimi dünya üzerinde yeni bir tür olarak tanımladığım oldu. Gülmeyin çünki komik bişşe deil :).

Onlarca yüzlerce arkadaşınız vardır. Binlerce tanıdığınız insan ama kendinizi bazen onlardan soyutlarsınız veya soyutlamak zorunda kalırsınız. Ya siz yada onlar size farklı gelir. Belkide bu sizin için bir zorunluluk olur.Susarsınız o dönemlerde. Kendinizi Ötekileştirdiğiniz bile olur.

İlk başlarda bu yaşananlar size biraz sessizlik , rahatlık duygusu uyandırsada ilerde canınızı sıkacaktır.Buna çözüm üretmek elbette zordur tekbaşınıza.

Karanlıkta yolunuzu bulmak bile daha kolay olabilir:
-Eğer sizinle ilgilenen kimseniz yoksa !!!

Sevgiliye Özlem


Özlemek ; sevmektir. Bazen kaçmak, yalnızlaşmak kaybolmaktır. Heleki bu sevgi sevdiğin insana olan sevgiyse o acı olur dahada büyür içinde senide yakar bazen. Daha Çabuk Büyürsünüz;
- Aynı Benim Gibi :)
Sevdiğiniz İnsana uzak kalmak ne kadar içinize atsanızda sizi yer bitirir.Bazen bir ateş gibidir . Yanarsınız;
Farkına dahi varamadan ...

onu Yüreğinde taze tutmak, canlandırmaya çalışmak üç noktadan bile öte noktadadır.
Özlemek Sevdiğini özlemek Hiç ayrılmayacasına seni düşünmek.Şimdilik Hayal Dahi olsa. Ne acıdır seni sensiz yaşayıp erimek ....

Herkes kendi İşini Yapsa ...

Bu ülkede hiçbirşey olması gerektiği gibi deil olmması gerektiği birilerinin istediği olmak zorunda sanki. Herkes herşeye burnunu sokuyor bilmeden . Bilseler içim yanmaz.

Başbakan olan zat Çıkmış diyor bu gazeteleri almayın :) Ne diyeyim bu adama. Kendini bişi Sanıyor. Milletvekilliğinin vermiş olduğu zırhın arkasında neler demiyorki. Ama ne yaptığının ne insanlar farkında nede kendisi .

Polis Polis gibi davranmıyor magandanın ta önde gideni.Gözaltında işkenceler ortaya çıkyor ve hergun belkide onlarca insan polislerin elinde zulm görüyor . ben Polis Düşmanımıyım Hayır ama bunlar insan düşmanı. Yandaki resimde Halit Çelebi İsimli Vatandaşa ait.
Halit Çelebi, polislerden sokakta dayak yedi, götürüldüğü karakolda tüm polislerin önünde işkence gördü, geceyi nezarethanede geçirdi .




Herşeyden önce insan insanlığını kaybetmiş.. GittikçePislikleşiyor ... Offf.

Yeni Bir Yaprak Daha Çevirirken

Perşembe, Eylül 18, 2008 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Bugün net hayatıma biraz daha az ilgi biraz daha az uğraşmanın başladığı gündür. Bugün dershane sınavlara girdim bu hafta dersler başlıyor bakalım ne olacak .
Sınav iyiydi :D Ama

Engin Nurşani Öldü Mü ?

Dün büyük b trafik kazası geçirdi Engin Nurşani. Ne kadar özel yaşamını yaptıklarını bilmesemde türkülerini bilmemek sanırım ayıp olur. Babasının yolunda gidiyordu . Yeni Albümü yakında çıkacaktı.
Bir çok kişi bana öldü demeye başladı ama daha yoğun bakımda olduğu duyuruldu. Umarım Engin Nurşan'i Türküleriyle bizleri yalnız bırakmaz .. Sadece bir beklenti olsada .. offf off off


GÜncelleme: Engin nurşani o kazadan sonra hayatına devam etti sağlık durumu iyi . hala arayanlar varsa ki google amcadan buraya yönlendirme geldiğini farkediyorum ...

mr.Tayyip : Ananida Al Git

Bu yazacaklarım hayal ürünü gibi görüksede bir çoğu yaşanmış yaşanmaya devam edecek gibi görünen şeydir:=) öle bişhi..

Şuan ülkenin başında dün ne dediğini bugun ne b*k yediğini bilmeyen bir kendini imam tayin eden arkadaş var.Bu imam milletin oyuyla millete küfür edecek kadar kendini kaybetmiş normal insanların utanacakları kelimeleri kamerlar önünde söylemiş bir şahsiyet. Ülkeyi yönetiyor galiba ama tek yaptığı muhalefete muhalefet yapıyor. Valla dünya üzerinde bunu yapabilen geri derecede ileri zekalılardan biri sanırım. Muhalefet muhalefet yapar ama muhalefete muhalafet yapan iktidarda TC yaratmış durumda kutluyorum kendilerini .. Alkış Şak şak :)

Gelelim Kabarık dosyaya . Tek Tekmi yazsam toplumu onuda bilmiyorum bu adamın her an neler diyeceini şaşkınlıkla bekliyorum ama milletin tepkisi hala yok oda ayrı birşey. Gerçi millette takat mi bıraktı şu Adam ?

nüfus planlaması yapan vatan hainidir. By RTE
Bu adamın zihniyeti uzaydan mı ithal bilmiyorum ama. Çarpık kentleşmeyi, sokak çocuklarını önlemek isteyen insanlara söylenmiş söz.
Buna Karşılık Gelen Önerme .
"Bunu söyleyen de geri kafalı,bilinçsiz,toplumu geriye goturmek isteyen,bir sey bildigini sanip aslinda bi cacik olmayan bireydir."

- Ben İstanbul'un İmamıyım
Ben İstanbul’un imamıyım.Elhamdülillah şeriatçıyım. Yılbaşına karşıyım.Gibi sözlerin öncesi olarak görmek yeterli. Diyecek Bişi yok bu imama :D

- ANANIDA AL GİT BURDAN
o meşhur laf. Belki sokaktaki küçük çocugun bile utandığı ama ar damarı olmadığına inandığım şu şahsiyetin sarf ettiği söz.
Buna Karşılık Gelen Önerme .TAyyeap: *****da al git burdan lan.
Çiftci: Tamam babayı bırakırım ama.
Tayyeap: Neden lan?..
Çiftci: Sende seçimlerde onu alırsın.

-Maaşım Yetmediği İçin Ticaret Yapıyorum.
Oha yani olm sen kuş sütüyle beslensen o maaş gene sana yeter. Yol paran yok çogu yerde yemek paranda yok ve o para sana yetmiyor . Ebe tayyip oha lan. Millete 255 ytl ile geçin demeyi bilyiorsun lan dimi .
Buna karşılık Gelen önerme.
"demokrasi tramvay gibidir. hedefine varana kadar binersin sonra inersin"

-Jİtem diye birşey tanımıyorum .
Bak Bak her poku biliyon onu tanımıyon bizde yedik :)
Elbette, Tayyip Erdoğan'ın "ben böyle bir şey tanımıyorum" sözleri masaldan öte bir şey değildir. Bırakın ortaya çıkan binlerce olayı, halkın anlatımlarını, devletin resmi belgelerinde dahi vardır JİTEM.

-Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim
Olm seni pazarcı diyemi yaptılar :) b.bakan.
devlet, burjuvazinin ... dir.(artık orayı siz tamamlarsınız)
Buna karşılık Gelen Önerme
-ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim, inanılmaz güzel pazarlama zekası vardır bende, sırf bu yüzden erdemir satılmadan hemen önce "pislik içinde burası" derim, erdemir in fiyatı hop 10 milyon dolar zıplar. halkın içinde büyüdük tabi, öyle sırf eğitimle her şey olmuyor beyler!
-ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim, arap kardeşlere istanbul un en değerli arazilerinden birini bedelsiz tahsis ederim,paraya para demem sonra.
-ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim, sırf bina, arazi pazarlamam.vatandaşımı da uğursuz bir petrol savaşında kendi dinimden insanları öldürmesi için pazarlarım.

-Burası Sakatatçı Değil kardeşim
Vatandaş artık çaresizlikten organlarını satmaya başladı. Nitekim örneği mevcut. Bu vatandaşın böbreği Mr. Teayyip'e göre sadece sakatat. İnsana bundan fazla değer veremeessin sen..

Ne diyeyim yazsam ne olacak bu adam kafasını başınamı toplayacak. Yok ama beli birgün internete girir görür. Ama nerde onda kafası bu kadar basamas. Hız sınırlarını zorlarsak öbür tarafı boylar fln mr imam. Millet adaleti gösterecek diyorum ama onların kafasınıda boş zihniyetle doldurmayı başarmış gibi görünüyor . Mr.4Nal. Moralim bozuldu şimdide ..

Diğer Liste (Yakında yazabilirim)
"ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok."
- "hatamız olur yanlışımız olmaz."
- "maaşım yetmediği için ticaret yapıyorum."

- "milli egemenlik ve laiklik kavramı değişikliğe açıktır."
- "bakınız yeni elli kuruş. bunun ortası gümüş kenarı da altındır ha!"
- "laik değilim ama laikliği korumakla yükümlüyüm."
- "benim ülkemde bu özgürlük yok. o nedenle çocuklarım abd'de okuyor."
- "bari cenazeleri mercedes'e binsin."*
- "tutturmuslar laiklik elden gidiyor diye. yahu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek !
- "adama derler ki; bayram değil, seyran değil..."*
- " gözünüzü toprak doyursun" *

Medya, Medya Etiği Ve Bölünmeler

Cumartesi, Eylül 13, 2008 Yazar: ters LALE... , , , , , , , 6 yorum var

Ülkemizde son zamanlarda medya giderek patlamaya doğru giden bi kazan gibi. Gittikçe Kaynıyor. Tabiki biz bu olaylara uzaktan ne kadar doğru bakabiliriz. O ayrı Mesele .
Teorik Olarak başlıyalım bakalım.


Öncelikle Medya ne ?

Her çeşit bilgiyi bireye ve topluluklara aktaran, eğlendirme, bilgilendirme, ve eğitme gibi 3 temel sorumluluğa sahip görsel, işitsel ve hem görsel, hem işitsel araçların tümüne medya diyormuşuz.

Medyacılık Oyunu Sora Çıkar :) Haberi

Bir zamanlar herkes medya etiğinden bahsederdi . Bi çoğu ne dediğini bilmeden bunu söylerdi (Çaktırmayın :) . Gerçi Medyanın yazdıkları ve yazmadıkları bu ülkede her zaman tartışılıyor olsada son zamanlarda Erdoğan-Doğan kavgasını büyük bir kaygı birazda zevk içinde izliyorum diyebilirim. İkiside birbirlerinin taşlarını döküyor :) belkide önceden beceremediği medyacılık oyununu hakketten oynamaya başlıyorlar .


Belki tohumları çok önceden atılan medya içindeki bölünme Yandaş Ve Karşıt olarak ( küçük medya gruplarını unutmamak gerek ) ne gazeteciliğin ne medyanın etiğine uygun düşen bir durumdur.

Medyanın insanlar üzerinde haberden , insanları bilgilendirmekten çok nedense başka işlere yarıyor. Bi ara Cem Uzan Örneği gibi . Tüm medyasını siyasi aracı gibi kullandı Ne mi oldu ? Bilen biliyor hortumculuktan neyi var neyi yok el konuldu. Başımıza iktidar olarak gelse ne olacaktı ? düşünemiyorum o zaman ne bok yerdik .

Medya kendini ötekileştirmeye başladı . Birçok gazete haber saklamaya ,bbirieri kendi haberlerinden başka birşeyler karalamamaya vsvs uzayıp gidiyor.

Medyada artık siyasileşiyor .


Bi Abimin bir sözü var.

Gazeteler artık siasi birer araç olacak. Gazete tercihleri birer siyasi tercih olacak. Ve Bunlar en fazla marksist gazete ,yayın ve yazarların işine yarayacak çünki onların bu konuda geçmişi vardır ..

Zaten yandaş medya vs gibi nitelendiren kendini bazıları başbakanın avukatı olarak atıyan( m. Metiner gibi ) İnsanlardan ne kadar doğruluk Beklenebilirki. Birçoğu gazeteleri petrol ofislerinde , dinlenme tesislerinde ücretsiz dağıtıyor . Gelip başbakanın avukatıyım diyen adamdan dogruları yazmasını beklemek ne kadar doğru. Böyle gazeteler büyüdüğünü sanıyorlar . Ama bilmiyorlarki yok oluşun eşiğindeler.

Doğan medyasıda medya üzerindeki etkisi gereği çok uzun zaman önce medya - etiği konusunda uzunca tartışmalar yaşanmıştı. Medyanın %40 kadar büyük bi oranda elinde bulunduran bi grubun hükümetle olan ilişkileri , ve metyaya getirdiği etik eziklik konusunda herkes bişiler söyleyip dururdu.

Şimdide Herkes Özgür Meda diye yazmaya başladı. Hangi gazeteyi açsam özgür Medyaya atıf yapılıyor. Çok Küçük gruplar hariç . Bu ÜLkede Özgür Basın Diye Bir Şey varmıydı ? Vardıda ihracatınımı yapmıstık :) şimdi ithal etmeye ugrasıyoruz ..

Biraz konu dağıldı ama :) Kusurumuz varsa Yorumlana :)

BuGün 12 Eylül Kara Bir Tarih


Bu yazıya nasıl başlıyacağımı bilmiyorum heralde.O günlerde İşkencelerde,cezaevlerinde kimlerin neler çektiğini anlatmaya ne benim gücüm yeter nede bunu yaşayanların.

Bi tabir Vardır ya:
-Yaşayan Bilir.Buda Aynen öyle bi olay.

O dönemde Zaten yapılan o kadar berbat şeyler vardı ki.Ama hiç suçlu çıkmadı. Olan gene bizim insanımıza oldu. Ne Siyaset kafasını başına topladı. Ne Darbe zihniyeti değişebildi.Şuan Ülkemizde yükselen Militarizmin , faşizmin ve Dinin belkide inşasını devlet kendi orada attı. Dini okullar o dönemde korundu . Bi Çok yerde yeni imam hatipler ta o dönemde açıldı. Anayasanın 15.Maddesiyle* Darbe döneminde faili meçhul olaylarda yargıya başvuruda yasaklanmıştı . Bunlar bilmiyorum birşeyleri anlatmaya yetiyormu.

Darbecilerin ruh halini özetleyen bir Cümle :

"herkesi "ölü balık gözü" gibi bakar hale getirdik. ama kadın tutuklularda ne varsa bunu yapamadık. belki kadınların ay hali var ve bunun öncesinde sinirli oluyorlar. o yüzden de böyle davranıyorlar."

Gerçi Hala Darbe ANayasıyla yönetiliyoruz ya oda ayrı Bişi :) bu ülkede .
Darbeden askerlerin değilde siyasilerin ders alması gerektiğini düşünen bi zihniyette ortada.


Darbeyi yapan herifin bodrumda hala çok rhat ressamlığada başlamış bu mahlukat yaşamasıda, cezasız kalmasıda ayrı bişşe ...

KARANLIK BİLANÇO 12 Eylül darbesinin karanlık bilançosu şöyle:

650 bin kişi gözaltına alındı.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişiye idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
50 kişi idam edildi.
98 bin 404 kişi ‘örgüt üyeliğinden’ yargılandı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi ‘mülteci’ olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu şekilde öldü.
171 kişi işkenceden öldü.
Cezaevlerinde 299 kişi öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu.
95 kişi ‘çatışmada’ öldü.


O dönemde Anayasanın 15.Maddesi Şöyledir:
12 eylül cuntasına tam bir dokunulmazlık zırhı giydiren antidemokratik madde. tam olarak şöyledir:

'12 eylül 1980 tarihinden,ilk genel seçimler sonucu toplanacak türkiye büyük millet meclisinin başkanlık divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde,yasama ve yürütme yetkilerini türk milleti adına kullanan,2356 sayılı kanunla kurulu milli güvenlik konseyinin,bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin,2485 sayılı kurucu meclis hakkında kanunla görev ifa eden danışma meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai,mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ,merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı,karar alanlar,tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.bu dönem içinde çıkarılan kanunlar,kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı anayasa düzeni hakkında kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların anayasaya aykırılığı inkar edilemez.'

Bu yazıyı OKurken Günay abimin yazısını eklememk eşeklik oluır :)
Günay Doğanın Yazmış Olduğu , Bir Garip Hikaye Kenan Evren Yazısını Buraya Tıklayarak Okuyabilirsiniz.

Cern Ve Ardısıra Gelen Depremler

Bütün dünyanın beklediği Atlas Deneyi Dün Cern'de Gerçekleşti.Bi Çok kişinin beklediği karadelik , dünyanın sonu fln :) olmadı ama beraberinde gelen depremler insanı ürkütmüyor değil .Bi Çok kişi Depremin nedeninin deney olduğu konusunda konuşup durdu :) Şili, Amerika,İran gibi ülkelerde 6,0 üzerinde 3 deprem gerçekleşti BU depremlerin deney sırasında gerçekleşmesi insanları korkuttu :) İstanbulda bazı aileler çocuklarını okula yolamadı o saatte dısarda gezmeyi tercih etti . Yahu sonunda ölmeyecekmiyiz Bu Korku Niye ?

Cern Enstitüsü Ve Beklenen Büyük Patlama Şeysi


Daha öncede bu büyük patlama lafları daha yeni yeni geçerken cern enstitüsü ile ilgili ingilizce bi kaynak vermiştik(bknz.)Bugun başlayan byük patlama deneyleri ve türk toplumunun olaya bakış açısı gerçekten :) çok ama çok farklı. Bir çok kişi dünyanın yok oluşusu dedikosundan başlıyorda bilmem neler.Ki bu konuda birazcıık araştırma yapan birazcık takip edenler öyle birşey olmayacığını bilmektedirler.
Deneyde aslında fizik kuramlarıyla baslamıs ve X maddesini bulmaya çalışmakla devam ediyor. Sadece deneyde ortaya çıkacak şeylerden çok deneyi hazırlarken bile cern Enstitüsünün kulandığı teknoloji gerçekten son noktadır. 94′de sadewce bilim adamları için hazırlanan Word Wide Web Yani www diğer bi kavramla sanal dünya bununla beraber ortaya çıkmış.

Röntgen cihazları vs vs hep cernin dünyaya katkısı.Grid teknolojiside nette geniş band için öncülük etmekte ne kadar ülkemizde bilinmese bile bu konu hakkında araştırma yapan takip eden herkesi heycanlandırmaya yetmiştir.

Deneyde oluşabilecek Karadelikler ?
zaten deney sonunda karadeliklerin oluşabileceğigörülüyor.Ancak bu karadeliklerinmikroskopik ortamda anca görünebileceği ve saniyenin 10′da 23 ü anda kaybolocagı ortadadır.

Sadece "SeN" Gerisi Vesaire...

Çarşamba, Eylül 03, 2008 Yazar: ters LALE... , , , , , , , 1 yorum yapılmış


Bugün sizlere bi arkadaşımın bana yayınlamak için verdiği bi yazıyı yayınlamak istiyorum. Etkilenmedim değil. Bide Siz Okuyun Duygularınızı Yazın bakalım .



Sadece "SeN" Gerisi Vesaire...

Bugün günlerden SEN..Uyanır uyanmaz derin bir SEN çektim içime kendime geldim..
Saat SEN'i onbeş geçiyor..Gülümsedim..
Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim..aynaya baktığımda gördüğüm SEN,musluğu açtım SEN akıyordun...yüzümü yıkadım..
SEN kadar yumuşak havlumla sildim yüzümü..
Usul usul salona geçtim radyonun SEN düğmesine dokundum..SEN söylüyordu türküler..Gülümsedim..

Türküyü dinlerken mutfağa yürüdüm..demliği ateşe bıraktığım anda kapı zili SEN diye çalmaya başladı..
Kapıyı açtığımda,kapıcının kapıya bir gazete,bir tane ekmek bıraktığını gördüm..
Kapıyı kapadıktan sonra girdim içeri..Gazeteyi masaya bıraktım..ekmek taze taze SEN kokuyordu..Gülümsedim..
Her zaman ki gibi iki kişilik hazırladım kahvaltı servisini..
kendim ve SEN için..oturduk beraber kahvaltıya..Bir yudum çay içtim bardağımdan tadı biraz buruk geldi,biraz daha SEN koydum bardağa,karıştırdım..
Şimdi çayımın tadı aynı SEN gibi..Gülümsedim..
Gazeteyi aldım elime ilk sayfasında yine SEN..
Kahvaltı masasını beraber topladıktan sonra,pencereye doğru yürüdüm,perdeyi araladım..
Gökyüzünden şakır şakır SEN yağıyordun..Gülümsedim..
Dışarıda havanın soğuk olduğunu tahmin ettiğim için üşümemek için SEN giyindim üzerime..ısındım..Gülümsedim..
Sokak kapısını araladım..satıcılar var güçleriyle SEN,SEN diye bağırıyordu..Gülümsedim..
Yürüdüğüm caddenin mağazalarının vitrinlerinde SEN varsın..
Gelip geçen tüm insanların yüzlerinde SEN..Biliyormusun otomobillerin kornaları bile SEN çalıyor..Gülümsedim..
Köşe başına doğru yürüdüm..Her zaman ki gibi orda duran çiçekçi kadın;sepetinden bir SEN çıkarıp uzattı..
Aldım kokladım SEN gibi kokuyordu..Gülümsedim..
Önünden geçtiğim sinema salonun afişlerinde SEN vardın..uzun uzun bakındım..Gülümsedim
Yürümeye devam ediyorum..karşıdan mahallemizin çocukları geliyor..durdurdum onları..
şakalaştık biraz,kahkalarında sıcacık SEN vardın..Gülümsedim..
Bazen tanıdıklar soruyorlar..Neden hep gülümsüyorsun diye..Gülümsüyorum..
Bilmiyorlar..Bilseler sormazlardı..
Gördüğüm her şeyde SEN,duyduğum her ses SEN..
kokladığım tüm herşeyde SEN varsın..SEN'in olduğun yerde gülümsememek olurmu..
SEN'le dolu yeni bir güne doğru yürüyorum..
Dedim ya;herşeyde SEN varsın..Sadece SEN..birazda BEN

Nedir Bu Zabıtalardan Çektiğimiz

Bir ara polisin orantısız güç kulanması gündemdeydi . Polislerin özlük hakları fln derken olay kapanıp gitti. Ne orantısı bozulmuş polis nede amirleri yargılandı. Olan dayağı yiyen işçiye, emekçiye insanımıza oldu.


Şimdide zabıta dehşeti hortladı yoksa medya yüzünemi çıktı nedir?

Zabıtaların geçmişte işledikleri suçlar pekte küçümsenecek deil. Onlarca ölümlü olayda zabıtaların kulandığı orantısız güç var. Geçenlerde Keçiören’de bi Büfecinin dövülmesiyle birlikte işler gittikçe çığrından çıktı. Hadi diyelim bunlar hani görev dışı yaptı bunu . Ya belediye başkanı olan zatın dediklerini duyunca güleyimmi küfür mü edeyim şaşırdım. Akpli başkan bunun chp komplosu olduğunu söylüyor .

Hadi gülün izin verdim …Gülmemek elde değil. Kamera kayıtları fln olmasa hadi öyle oldu fln demek isterimde bu adam ne dediğini bilmiyor heralde. Bazı Zabıtaların tüm yurtta orantıları bozulmuş galiba. Bunların kesinlikle psikolojin tedavi görmeleri gerek.
Geçenlerde de istanbulda bi işportacıyı onlarca zabıtanın yerde dövmesi haber olmuştu . Sonra buna tepki gösteren insanlarıda dövmüşlerdi demirlerle sopalarla …
Ey Zabıtalar İnsanlıktan Çıktınız.. Bari Hayvanlardan örnek alın …

Nedir bu Web 2.0

Salı, Eylül 02, 2008 Yazar: ters LALE... , , , , Yorum yok

Bu aralar sıkça duymaya başladık WEb 2.0′ı.Bende geçen iş başvurusu yaptığım an bana web2.0 Diyince ben yani tasarım oalrak iyi bişi fln sanıyordum yani genelde tasarımlarda karşıma cıkıyordu ben heralde sadece yeni tasarımlar farklı tasarımlar olarak düşünüyordum aklımda bi çok (*) Soru işareti vardı . Bugun ne hikmet bi araştırayım dedim. Bakın Bakalım Neymiş. Hala Kafam Karma Çorman ama :)
Web 2.0, O’Reilly Media tarafından 2004′de kullanılmaya başlayan bir sözcüktür ve ikinci nesil internet hizmetlerini - toplumsal iletişim sitelerini, vikileri, iletişim araçlarını, folksonomileri- yani internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar. Kelimenin tam anlamı tartışmaya açıktır, Tim Berners-Lee gibi teknoloji uzmanları da kelimenin manasını sorgulamıştır.

Tim O’Reilly’e göre Web 2.0′ın kısmen tanımı şöyledir: “Web 2.0 bilgisayar endüstrisinde internetin bir düzlem olarak ilerlemesiyle bir işletme devrimi ve bu düzlemin kurallarını başarı için anlamaya çalışmaktır. Bu kurallar arasında başlıcası şudur: Ağ etkilerini daha çok insanın kullanabilmesi için programlar kurmak.”
AJAX, SOA, bıcır (widget) gibi teknolojik terimlerle açıklanmaya çalışılan Web 2.0 gerçekte bir akımdır. Teknolojik araçlar, bu yaklaşıma hizmet edecek yardımcı araçlardan ibarettir. Web 2.0, web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. Haberdar olmayı ve katılımı kolaylaştırmak amacıyla AJAX, bıcır (widget), RSS… gibi teknolojiler kullanılabilmektedir. Siteler kendi aralarında işbirliği yapmak amacıyla SOA, XML, WebService gibi teknolojiler kullanabilmektedirler. Bu akımda, içeriğin sınıflandırılmasından (etiketleme-tagging) zenginleştirilmesine kadar (Örn: Wikipedia) her türlü büyük-küçük katkı teşvik edilir ve memnuniyetle karşılanır.
Bu vesile ile basit bir dille Web 2.0, Vikipedi, Youtube, flickr, del.icio.us, Ekşi Sözlük, pilli network, Facebook v.b. arkadaşlık siteleri gibi kullanıcıların diğer kullanıcılar için ziyaret ettikleri İnternet siteleri veya kullandıkları programlardır.

1 Eylül Dünya Barış Günü


Bugün Dünya barış Günü Öncelikle Tüm herkesin Dünya barış günü kutlu olsun.Size bugünün tarihinden çok barış ve savaş arasındaki ince çizgiden ve bize getirdiklerinden bahsetmek istiyorum. Savaşın ne kadar berbat birşey olduğunu anlatmak için filmler belgeseller çekmektense sadece savaş yüzünden hayatını kaybeden insanların rakamları yeterde artar. Barışın önemi işte o zaman ortaya çıkıyor.
1946 dan bugüne yaşanan bölgesel ve iç savaşlarda 25 milyona yakın insan öldürülmüş, 40 milyon’un üzerinde insan yaşadıkları topraklardan zorla çıkarılmış ve savaşların yarattığı ağır yoksulluk koşularına terk edilmiş durumda. Ve halen Dünyanın yirmi’yi aşkın bölgesinde çatışmalar devam ediyor.

Bu rakamlar vahşetin hangi boyutlarda olduğununda bi göstergesi durumunda .


Dünyada bu konuda yapılan bi kaç araştırmanın sonucunda ortada o kadar berbat bi durum çıkıyorki ortaya anlamak mümkün deil. Barış İçin günde 1$ Silahlanma için 2000$ harcanıyor. Bunlar zaten ne kadar kötü bi durum olduğunu size anlatabilmiştir umarım.

Barış diyince unutamadığım iki söz var.

Barış Artık Soytarı Bi Kelime.Her ağızda var; ama hiçbir yerde yok. Nerede bu Barış?. O, insanın icat ettiği EN GÜZEL kelime ..
Yılmaz Erdoğan


Barış dersiniz; ama savaş manasınadır. Hatta bütün savaşlar barış için yapılır. Ve herkes adil bir barış için savaşır. Ve akıl der ki, aslında savaşmıyorsanız barışmaya başlamışsınız demektir. Bir barış için yapılması gereken ilk ve belki de tek şey savaşmamaktır. Silahlar patlamaya başlamışsa orada insanın bulduğu güzel kelimeler orayı terk eder. Yılmaz Güney

Ekonomi , Zam, Rama-ZAM


Gün geçmiyorki zam haberleri ard arda gelmeyee dursun. Artık zamların gelmeyeceğini duyalım bu ülkede. Zam üstüne zam.Ve Ekonomi İyiye gidiyormuş :)Ekonomi iyiye Gidiyorsa bu zamlar neden geliyor . Keyfinemi ?

Ekonomi iyi gidiyor diye zam yapıyorlarmış. Yada biz öle sanıyoruz galiba.

Ekonomi herşeye rağmen iyi gidiyor ama sadece elit kısımın Ekonomisi vatandaşı soran yok !!!
Yuvarlak bi masa düşünün. Masanın yuvarlak kısmı burjuva(zengin) kesim.Toplasan yüzbin kişi fln. Diğer kesim yavas yavas katmanlara ayrılıyor fln. Bi 60 Milyon insanda bu masanın ayağı masayı ayakta tutmaya uğraşıyorlar.


Zam Gelmeyen Bi insanlar kaldı yakında bu ülkede oda olur . Elektrik zammı daha 3 ay olmadı yuzde 20 zam yapılmıştı . Geçen ay bi Yüzde 20 Daha zam geldi.Doğalgaz desen neredeyse her zaman zam geliyor . Zaten elektrikte serbestlik mi ne geliyormuş. Ne Demek zam gelirse haberiniz yok faturada görürsün demek. Ekmeğe zam, simite zam .Olan hep vatandaşa oluyor. Zamlar Dur Durak Bilmiyor. Zama Durmak Yok Zama Devam :)

Ve şimdide Rama-Zam zamları gelmeye başladı. Neredeyse midemize gelen herşeye zam yapılıyor şimdi. Maden suyuna bile :)Bunu bile küresel ısınmayla açıklayanlar var gülmekten öteye gidemiyorum. Bakkala toptancı gelmiş diyor herşeye zam gelecek :) hepsinden indireyimmi. Durduk yere bu ne zammıdır ? Anlayan varmı acaba ?


Ekonomi iyiye gidiyormuş . Anlamak için Profesör olmaya gerek yok . eskiden neye zam geldi diye düşünürdük; şimdi ise neye zam gelmedi depolayalım bunada zam gelecekmiş filanda filan .. Artık ülke korku cehennemini aratmaz oldu. Ekmeğe , pirince , mazota, elektriğe, una, ötvye, domatese, yağa , suya , havaya, temel gıdamız olan simite …
Say Say bitmiyor …
Ve Ekonomi hala İyiye Gidiyor .. Bunları Yazarken Kemal Sunalın Meşhur Kdv şarkısı Geldi AKlıma …

cici kızlar merhaba
şaban çıktı meydana
süslü beyler izleyin
bu masalı dinleyin

gördüm ki memlekette
ortadirek yan yatmış
bir de kdv gelmiş
hepten ayvayı yemiş

senin uyanık baban
çırparken ordan burdan
hıyar mı ki ödesin
kdv

o şık vizonlu anan
çanak konken oynarken
verir mi harun beye
kdv

köprüde hissen varsa
barajdan pay aldınsa
seni hiç ırgalamaz
kdv

ortadirek düşünsün
ömür boyu sürünsün
umrunda mı senin
kdv

ey deve oğlu deve
bir geçersen elime
selam tüm sülalene
kdv

boşverin aldırmayın
kafanızı yormayın
tempo tutup zıplayın
kdv.

O zamanda Bu kadarki kadar zam varmıydı ki ?
Bu gidişle Biz Nereye Gidecez Onu Biri bana Anlatabilirmi ?