Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

Ne Kaldı .

Pazartesi, Aralık 28, 2009 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Ne Kaldı yarına
Bugünden Bıraktığımız
Bugunden Büyüttüğümüz şeylerden başka

Engelleri aşmaya
Uçurumlardan Geçmeye
Dim Dik İnatla Durmaya
Ne Kaldı Başka Yarına ?

İnternette Ucuz Kitap ?



Kitaba aslında çok para veren bir insan sayılmam. Hem bütçe hemde istediğiniz kitabı bulamıyorsunuz (Denizli'de). Sonra istedigim kitapları netten almaya başladım . Önceleri pahalıdan alıyormuşumki İmge Kitabevinin Kelepir sistemini gördüm . Görmek ki ne görmek. benim çok aradığım kitaplar burada sigaradan bile Daha ucuz. Ve çok hızlı işleyen bir sistem . 2 Gün içinde kitaplar kutulu bir şekilde elime ulaştı. Sizde öğrenin istedim :)

Üniversite Kayıt İlk Günü Ve "Gülümseme"ler..


Aslında Burdur / Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulunu bilerek yazdım. İstediğim bölümmüydü belki. Ama biraz hedeften saparak yazmıştım burayı. Gidincede çok birşey beklemiyordum. Belkide kendimle biraz daha fazla zaman geçirmekten biraz daha kendimi sorgulamak daha fazla olacaktı bunun bilinciydeydim. Yazdım ilk tercihe belliydi zaten . Ve gittik..

İlk gün 4 saat kadar yolculuk sonra vardım ilçeye aslında beklediğim birşeyde yoktu ama o küçük ilçe bayağı büyük gelmişti bana. İlk giderken insanları izliyor devamlı gözlemliyordum ne yaptıklarına anlam vermeye çalısıyordum. Ve okula vardım bi 15-20 dakika geçikme ile kapılar açıldı .


Senden Uzakta Yaşamak ....

Pazartesi, Ağustos 17, 2009 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Sessizce
Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce,
Hiç için titredi mi sıcak yaz geceleri,
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu,
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı,
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını…

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki,
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın…

Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun;
Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın,
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların,
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların,
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda…

Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları,
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde,
Büyüdükçe büyür kalbin, her sevdayı saklar içinde,
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne,
Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur…
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende,
Teslim olursun ölüme,
Sessizce…

Kimin Yazdığı bilinmemektedir ...

Bir Çocuğun sessiz Çığlığı : Babacığım...

Perşembe, Mart 26, 2009 Yazar: ters LALE... , , Yorum yok


Çok iyi hatırlarım, küçücük bir çocukken bu toprakların nasıl mücadelelerle kazanıldığını anlatırdın bana, heyecanlanırdın. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ezbere okuduğumda gururlanırdın, gözlerimden öperdin. Vatan’dan, Misak-i Milli’den, Kuvayi Milli’den dem vuran tarih kitaplarımız içinden Osmanlı İmparatorluğu’nun Yavuz Sultan Selimi’nden, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’i ve kerametiyle ilgili öyküler anlatırdın. Vatan toprağının kutsal olduğunu söylerdin, televizyonda teröristlere ülkeyi bölmek istedikleri için lanet yağdırırdın. Hatırlıyorum baba, hepsini hatırlıyorum. Ama nedense bu topraklarda gururla bahsettiğin cephelerde Kürtlerin de savaştığını hiç söylemedin. Sabiha Gökçen’in ise bir Ermeni olduğunu… Yavuz Sultan Selim’in onbinlerce insanı kılıçtan geçirdiğini hiç söylememiştin mesela. Kurtuluş Savaşı dediğin öyküde 1 milyon Ermeni’nin bu ülkenin askerleri tarafından katledildiğini hiç anlatmamıştın. Munzur’un kan akan derelerinden, kılıçtan geçirilen kadınlardan, çocuklardan hiç bahsetmemiştin. Kürt bölgelerinde evlerin yakıldığından, kadınların kaçırılıp tecavüze uğradığından, çocukların öldürüldüğünden, evlerin yağmalandığından hiç bahsetmedin. Kim bilir kutsal olduğunu düşündüğün bu toprakların egemenleri gözlerini kapatmıştı, gözlerini kapatmıştın. Sen de bilmiyordun belki kim bilir?

Kürtçe Kimin Kürtçesi ?

Cuma, Şubat 27, 2009 Yazar: ters LALE... , , 2 yorum var
Bu millet milliyetçi kafataslarından çektiğini hiçbiyerden çekemedi ...

Kürt sorunun günden güne yaşamın temel olgusu olmasıyla beraber kürtler kendi haklarını kendielrine ait olanları dahada öne çıkarmaya başladı. Ki bu onların kendi hakları . Hiçbir meclis yokturki milletvekilleri anadillerini konuştukları için suçlansılar aşağılansınlar , bunun yasak olduğunu bağırıp dursunlar. İşte hükümetin demokrasi anca buraya kadar. Kendilri konuşunca hak özgürlük asıl konuşması gerekenler konuşunca ise bölücülük . İşte demokrasi buraya kadar. O hükümettir ki demokrasiyi kendi kullandıkları hak sananlar deilmidir. o başbakan deilmidirki kendi insanını mal olarak gören. Bir sıra bir söylemi vardı . benim işim ülkemi pazarlamak. Ki bu konuda kendini bile aştı yakında insanlarıyla toplu halde verecek bi yerlere.

Anlamını Yitiren Kelimler ... - 1

Gözümde her geçen gün gittikçe önemsizleşen ne idüğü belirsiz bir gün daha ! Bunu okuyanlar belki kızacaklardır ama birazda farklı açılardan , pencerelerden bu olayı görmek en doğrusu olacaktır.
Sevgili olgusu ve günüyle unutulan ...
Sevgililer Günü nereden çıkmış bir bakalım ...
Milattan Önce 4. yüzyıllarda yaşayan ve kendini aşka adadığı için devrin kralı tarafından ölüm cezasıyla cezalandırılan Aziz Valentine, ya da “Valentius” veyahut “Valentinian”gibi farklı isimlerle anılan fakat kendini aşka adadığı konusunda birleşilen kişi için kutlanıyor bugünkü sevgililer günü…

Ve oradan bugune değişen ve anlamını yitirdiğine inandığım bir gün. Ancak insanların nedense farklı görmek istediği yada , gözlerin içine batıra batıra gösterdikleri bir gün.


Dersim’de ki Değişim …

Cumartesi, Ocak 31, 2009 Yazar: ters LALE... , , , , Yorum yok

"Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir." Heraklitos

Değişim elbette ki küçümsenmeyecek bir olgudur. Dünyada olduğu kadar Dersim’de de büyük değişimler yaşanıyor. Bunlar doğal ve kaçınılmaz değişimlerdir. Ancak Dersim’de ki değişim süreci gittikçe batağa doğru çekilmektedir. Kuşkusuz bunların yaşanmasında ben dahil Dersimlilerin bir çoğunun dolaylı veya başka bir yoldan etkileri olmadı değil. Nedense Dersimgittikçe kirlenen gençlerin yozlaştığı bir kent haline getirildi veya getirilmeye çalışıyor hala . Buna sadece devlet ve polis gösteriliyor. Ama bizler bu kadar zayıf bir yapıda mıyız ? sorusu geliyor daha sonra aklıma. Polis baskısı , şiddeti her yerde var . Bu bence sorumluluktan kaçış için söylenmiş bir yalandır.



Öğrenci Sindirme Sistemi

Çarşamba, Ocak 28, 2009 Yazar: ters LALE... , , , , Yorum yok


Bu ülkede bir şeylerin doğtu gittiğini görmek herhalde yıllarımızı alacak. Bunların en büyük temeli eğitimdeki eşit(siz)likler ve çarpık eğitim düzeni. Milyonlarca insan bir sınava giriyor sadece 180 bin kadarı doğru dürüst yerleşebiliyor. Bir çoğu taa baştan kaybediyor bu savaşı.

Eşitlik dedik neden eşitlik ?
Aynı öğrenciler aynı sınava aynı soruları çözerek gene aynı 180 dakika ayırarak çoktan seçmeli bir şekilde giriyorlar. Buraya kadar bir sorun yok. Eşitsizlik konusu ise Öss’nin sınıfsal eşitsizliği söz konusu olana kadar. Her yıl 2 milyona yakın kişinin ümitlerini hayallerini artık her şeylerini bırakltıkları bir 3 saat maratonu başlıyor. İyisiyle kötüsüyle. Daha sonra (burjuva medyasında geniş bir yer buluyor haber bültenleri Öss Öss diye gelişmelerle açılıyor. Daha sonra “0” çeken öğrenciler tartışıla dursun. Bu birinciler gündmee oturuyor paralı eğitimin en büyük ayağı “dershane” hocaları kanallara çıkıp soruları çözerken bol bol nasihatte bulunuyorlar . Sınava giren 2 milyona yakın insanın kazanma ihtimalini kişilere göre belirlersek. 100 kişiden sadece 5 kişisi bu sınavı başarıyla atlatıp kazanmış oluyor.

I love You Radikal :=)

Perşembe, Ocak 08, 2009 Yazar: ters LALE... , , 1 yorum yapılmış
Radikal sıksık okumaya çalıştığım nadir gazetelerden biri. Son zamanlar sadece netten takip etsem bile bazen yalnış haberler yazsalar dahi. Eleştirilerimin çok sert olması onları incitmesine rağmen bir çok yorumu onayladılar. Gerçekten yorumlar konusunda en özgürlükçü gazete diyebilrim.

Radikal'in iki hafta önce Sitedeki puanı en yüksek olan üyelerin 100'üne 4 sinema bileti kampanyası başladı. Bende Sinemayı sevdiğim ve radikalide okumaktan zevk aldığım için rakalde yorumlara biraz daha ağırlık verdim diyelim. İlk 2 hafta ben bu 100 kişi arasında oldum . Yani 4 bileti kazandım. Gerçi biletler elime halen ulaşmadı ama . . .


Bendeki Kıskançlık Anca böyle özetlenir...

sevgiyle alakası olmayan bir duygudur. tamamen kişinin kendi iç meseleleriyle ilgilidir. yoksa insan sevdiğini niye yersiz paranoyalarla bunaltmak, huzursuz etmek istesin, hiç beklenmedik anlarda sevdiğine anlamsız inip çıkmalar yaşatsın, ilişkiyi kendince bahaneleriyle kurcalayıp da yalama etmeye çalışsın. sonra da seven kıskanır bahanesi arkasına sığınsın. hayır efendim öyle değil o. o kadar basit değil. yanlış anlamışsın sen onu.
seven kıskanır elbet. sevgiden doğan kıksançlık tamamen kamufle edilmiş bir kıskançlıktır. kişi kendini yer bitirir belki yer yer piskopatlaşır ama sevdicek üzülmesin diye bu duyguyu hep içinde yaşatır. bilir ki bastıramadığı kıskançlık, yenemediği bu zaaf sevgiliyi kendinden daha çok üzecek. sevgiden doğan bir kıskançlıksa bu sevgi için yok edilir yine. çünkü sevgili, adı üstünde gerçekten sevgili ise eğer böyle garip duygulara böyle yersiz paranoyalara gerek yoktur.


Boynu Bükük İyilik

Salı, Ocak 06, 2009 Yazar: ters LALE... , , 2 yorum var

Bir kitap daha soluk soluğa bitti.(Boynu bükük öldürler .Yılmaz Güney) Gene birşeyler bıraktı içimde bişiyleri canlandırdı. içime dokundu yine.. Kitaptan Kısa Bir Paragraf sizin için yazmak istedim .
"Nolacak be Hasan, dünyada iyilikten başka ne var oğlum? Yarın bigün hepimiz ölüp gitmeyecekmiyiz? Elimizden Gelen Her işi neden yapmayalım? Şunun surasında hepimiz insan değil miyiz? İyilik, İyilik! Başka şey kalmaz geride. Ne para, ne pul, ne mal ne mülk. Hepsi Boş bunlarin, hepsi . Adamin yaninda yalnız iyiliği kalır, ardından da iyiliği söylenir. Halimiz vaktimiz iyi olsa da daha çok edebilsek"