(Akademi,(Yunanca Ἀκαδημία) en geniş tanımıyla yükseköğrenim kurumu anlamına gelir. Günümüzde bilim, edebiyat ve sanat konularını tartışmak için bir araya gelen üyelerin oluşturduğu kurumlara da akademi denir.) (bknz: wiki)
Akademik özgürlük meselesi diğer ülkelere nazaran bizde daha farklı açılardan ele almak gerebilir. Ülkemizde 80 darbesinin izlerini yansıtan belkide en büyük kurum YÖK'tür.Diğer ülkelerde YÖK denilen kuruma kavrama rastlamak pek mümkün değil.Kısa bir araştırma yaptım bu konuda . Yök denilen yani yüksek öğretim kurumları üzerinde belirleyici, baskı kuran bir otorite yok.
Diğer bir açıdanda ülkemizde YÖK'ün olmadığını düşünerek bakabiliriz. Bu konuda da gene akademilerin özgürlükleri ne kadar savunduğu akademilerin kendi özeleştirilerini ne kadar verdiklerine bakmak gerekiyor.
ACABA BİZİM AKADEMİSYENLERİMİZ NE KADAR ÖZGÜRLÜKÇÜ?
Her ne kadar YÖK gösterilerek bu konu tartışılmadan kaçılsada özgürlük kavramının yök yüzünden olamdığını düşünmek biraz yanlış olacaktır. Ki akademisyen seçmede, akademisyenlerin eğitimlerinde ve akademisyenlerin verdikleri eğitimlerde bunu görmek mümkündür. Bir çok üniversitede akademisyenlerin rektörlerin okulu arka bahçeleri gibi kullandıkları da malüm. Akademisyen seçerken bile siyasi ve ideolojik davranarak akademileri evcilleştirdiklerini sanıyorlar ki kendilerini sıfırladıklarının farkında değiller sanırım . Hatta bazı rektörlerin öğretim görevlilerini fişleyerek emniyete bildirdiği de görülüyor ülkemizde ...
AKADEMİLERDE EĞİTİM -
Birçok eğitim kurumunda bu yazıyı okuyan öğrenciler varsa bileceklerdir no silah konumunda bizde kamp havasında derslerimizi işliyoruz. Birgün hocamız gelir çıkarır arabasının anahtarını sallar ; ve der ki akıllı olun arabamın taksitleri duruyor. Ve bir diğeri gelir arkadaşlar 4 kredi benden 4 kredi muzaffer hocadan 4 kredi halil hocadan okulu 4 yılda bitiremessiniz ben söyleyeyim der geçer ... İşgüzarlık yaparak birşeyler verdiğini sanır. Ama öğrencileri soğuttuğunun farkına bile varamaz zaten varmak dahi istemez. Yani köklü üniversiteler diyebileceğimiz (iü-sdü-deü-aü-adü) gibi kurumlarda da bunu görmek mümkün. Bizim akademilerimiz özgürleşmek yerine kamplaşmayı seçiyorlar .
BİZ ÖĞRENCİLER NE YAPALIM ?
Aslında yapacak birşeyimiz yok diyeniniz çıkabilir ama yapacak bir kaç şeyimizin olduğunu unutmayalım.
1- Fransa'da ekonomi üzerine yürüyüşler eylemler grevler yapıldı , fransada devrim düşünüldü bir dönem bayağı karıştı anlayacağınız. Fransız futbolcu Eric Cantona ise çözümü bankalardan paraları çekerek sistemin çökmesi sonrada devrimin böylece olacağını bizim böyle eylemlerde devamlı polisten cop yemek işin olmayacağı kanısına vardı. Bu örneği üniversitelere uyarlıyabiliriz. Zaten yeterli eğitimi alamıyoruz. Bizde üniversiteleri boş bırakalım akıllarını başlarına alsınlar . Ne cahil mi kalacağız ulan :) diyenleri duyar gibi oldum. Zaten aldığımız eğitimlerin hepsinin olmasa bile %80-90 kendi cabamızla olduğunu görmek zor değil. Hocanın birgün gelip 120 sayfadan sorumlusunuz bu kadar deyip çıkıp gittiğini az görmedim. AÖF'den okuyarak bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum . ( utopikde olsa :)
2- Biz eğitimlerimizi tamamlayıp LES'e girip bu duvarı yıkıp okullara akademisyen olarak okullarda küçük çaplıda olsa bu devrimi gerçekleştirebilriz. Gördüğümüz haksızlıkların , yanlışlıkların dönmeyen eğitim çarkını biz çevirebiliriz. Kendi kurguladığımız özgür eğitim sistemini biz yaratabiliriz. Hani bunu yapmanın ne kadar zor olduğunuda biliyorum ama bunun yapılabilir bir seviyede olduğunu görebiliyorum. Bu yazıyı yazmadan önce uzun uzun düşündüm. Bu yanlışları düzeltmek için bunları aşmak için Akademik Eğitim alacağım. İnadına bunu yapmak isteyenlere inat onları kazıyacağım. Demoklesin Kılıcını görürsün diyenler olabilir ama öyle olacağını pek sanmıyorum...
Okumanız Tavsiye edilir:
Bknz: NASIL PROFESÖR OLUNUR ?
Özgür bireyler özgür üniversite dileğiyle ..
0 yorum var:
Yorum Gönder
Yazıya yorumunu yap ;