Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

Tek Anlatıcı onlarca Karakter: Korkma Ben Varım

Perşembe, Mayıs 08, 2014 Yazar: ters LALE... , , Yorum yok

Murat Menteş - Korkma Ben varım adlı kitabı üzerine bir kaç küçük cümle kurmak gerek diye düşündüm.


İki yarayı birleştiren yara diye başlıyor kitap. Yarası olanların okumaması tavsiye edilir :) "aşktan kaçış varsa bile kurtuluş yoktur" diye aklımda unutamadığım bir söz de kazıyor arada kafaya. 

Adını sık sık duyuyordum uzun uykusuzluklar sonunda kitabı kütüphanede araya araya buldum. Gundi'nin biri gidip dublörün dilemmasını almış aslında ilk onunla başlamak gerekiyordu sanırım. 

Ben kitaptan gerçeklik beklerim, öyle ki kitabı kapattıktan sonra beynimde filler sevişssin, kafamda silahlar patlasın bişeyler ciddi ciddi canlansın isterim. Malesef kitabı elime almamla bu Fu arkadaşın  hikayesiyle gerçeklikten öteye biraz komik olsun diye yazılmış bir kitap olduğu kanısı bulaştı .

Kitap eğlenceli gerçekten hemen bitiveriyor okutuyor kendisini, karakter tahlilleri derin sayılmasa da iyi ancak karakter geçişlerinde sıkıntı var. Sürekli kitapta özlü sözler verilmiş pek sevmiyorum ve bu özlü sözler kısa ve ne idüğü belirsiz şeyler üzerine. 

Kitapta ki karakterleri birbirinden ayıramıyorsunuz, sürekli yanyanalar biri konuşmaya başlıyor ama hangisi konuşuyor karışıyor ortalık. 

Karakterlerden çok anlatıcının kendisini görüyorsunuz, karakteri yaşatmıyor kısaca. Ama yazarın yaratıcı bir hayalgücü olduğu kesin olayları nerelerden nerelere bağladığına bazen inanamıyorsunuz :) 

Ödül almış bir kitap bitirdim ama iyi ki okudum diyemedim. Ama okurken çok rahat okudum diyebilirim
Kitabı okurken farkettim Ersin Karabulut'un çizimleri vardı. Bu Ersin Aleviweb ve sonrasındaki RenkHaber sitesinde Sayım çınarla birlikte yazılarını yayımlayan ersin miydi evet ta kendisi:) 

Kitabı okudukda akılda kalan bazı paragrafları üniversitenin kitabı diye karaladım belki alan o karaladıklarımı daha bi dikkat ederek okur :)

Kitaptan bir kaç satır alıntıda yapalım bari..

  • ''sapık'' nedir? izninizle ben söyleyeyim: sapık, kısa çizmeye denir. ''kaltak'' denilince aklınıza ne geliyor kim bilir, halbuki kaltak eskimiş ayakkabıdır. ''tanga'' bir nevi kadın ayakkabısı anlamına gelir.''şıllık'' bir terlik çeşididir. şunu da bilin ki ''kalleş'' gelin ayakkabısıdır.  recai gıcırbey 


  • "erkekler, kadınlarla ilişkilerinde bazen akıl almaz biçimde atılganlaşır. tensel cazibeyi ve erotik merakları, sonsuzluğa meydan okuyacak bir aşk zannederler. kendini kandırmayı başarmış birinin sözleri, sizi de kandırabilir. bugün doğruları, pekala yarının yalanları şekline girebilir."


  • Başımı sudan çıkarırsam kurşunu yerim. suda kalırsam, boğulurum. ölüm ile ölüm arasındayım.


  •  Annenizle ne konuşursanız konuşun, laf eninde sonunda yemeğe gelir. bana sofra kurmakta kararlı, zira "bekâr bir adam asla pişirmesi yemesinden uzun süren bir yemek hazırlamaz" mış.


  • Mucizeler, ihtiyaçlarımızla nadiren örtüşür.


  •  Her babayiğidin harcı değildir bu sözü söylemek. arkasında durmak gerekir. Güven vermek. çünkü artık korkmayı bırakacak olan kişinin korku duygusunun yerini size olan güven alacaktır. Sığınma alacaktır. Eğer korkulanı yenemeyeceğinizi düşünüyorsanız bu sözü söylemek sizin değil size güvenenin felaketi olacaktır.
Sanki kitap hakkında eleştirileri abarttık ha güzel kitaptı. 

Dublörün dilemmasını okumak farz oldu.

Uykusuzluk bazen böyle şeyler de yazdırıyor insana.   Kendinize iyi bakın cut ! 


0 yorum var:

Yorum Gönder

Yazıya yorumunu yap ;