Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

gundem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gundem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Paradigmanın iflası ve yeni paradigmayı kurgulamak ...


Fikret Başkaya ; öncelikle tek kelime ile anlatmak tabiki imkansız bir insan. Öncelikle resmi ideolojiyi  en ince ayrıntısından silip süpürmüş yanlışları  korkmadan söylemiş yazmış bir yazarımız, aydınımızdır. Bunu da hayatının önemli anlarını cezaevlerinde geçirmesine neden olmuştur. Resmi ideolojiden, yoz topluma , stalinden din afyonluğuna karşı savaşlar açmıştır. Bugün blogumda Radikal Kitap ekinde Mete Kaynar tarafından yazılan kitap incelemesini size sunmak istedim.

Yıllar önce, ‘Paradigmanın İflası’ isimli çalışmasında rejimin temel paradigmalarının iflasını gözler önüne seren Fikret Başkaya, bu kitabında ise yıkılan paradigmaların yerine yenisini koymayı hedefliyor. ‘Yeni Paradigmayı Oluşturmak’ başlıklı kitap, bir yönüyle yeni ve sosyalist bir paradigma inşa etmeyi hedeflerken, diğer yandan da cumhuriyetin muasır medeniyeti yakalama hedefinden muasırlaşma kapitalizm ilişkisine, Avrupa Birliği’nden sürdürülebilir kalkınma mitine, tarımdan kültüralizme kadar geniş bir yelpazede fikirler ileri sürüyor...

Aziz Nesin'e hak verince ..



Bir dönem Aziz Nesin'e yönelik tehditler artınca, oturduğu apartmanın önüne bir polis memuru yerleştirmişler ve Aziz Nesin'i korumaya almışlar.
Derken, birkaç gün sonra Aziz Nesin apartmandan çıkarken polise sormuş:
"Neden bekliyorsun burada."

Polis de:

"Şu yan apartmanda Aziz Nesin diye yaşlı bir adam var; onu korumak icin bekliyorum."

Bu olaydan sonra devletten hiçbir zaman koruma istememiş.

Bir Çocuğun sessiz Çığlığı : Babacığım...

Perşembe, Mart 26, 2009 Yazar: ters LALE... , , Yorum yok


Çok iyi hatırlarım, küçücük bir çocukken bu toprakların nasıl mücadelelerle kazanıldığını anlatırdın bana, heyecanlanırdın. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ezbere okuduğumda gururlanırdın, gözlerimden öperdin. Vatan’dan, Misak-i Milli’den, Kuvayi Milli’den dem vuran tarih kitaplarımız içinden Osmanlı İmparatorluğu’nun Yavuz Sultan Selimi’nden, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’i ve kerametiyle ilgili öyküler anlatırdın. Vatan toprağının kutsal olduğunu söylerdin, televizyonda teröristlere ülkeyi bölmek istedikleri için lanet yağdırırdın. Hatırlıyorum baba, hepsini hatırlıyorum. Ama nedense bu topraklarda gururla bahsettiğin cephelerde Kürtlerin de savaştığını hiç söylemedin. Sabiha Gökçen’in ise bir Ermeni olduğunu… Yavuz Sultan Selim’in onbinlerce insanı kılıçtan geçirdiğini hiç söylememiştin mesela. Kurtuluş Savaşı dediğin öyküde 1 milyon Ermeni’nin bu ülkenin askerleri tarafından katledildiğini hiç anlatmamıştın. Munzur’un kan akan derelerinden, kılıçtan geçirilen kadınlardan, çocuklardan hiç bahsetmemiştin. Kürt bölgelerinde evlerin yakıldığından, kadınların kaçırılıp tecavüze uğradığından, çocukların öldürüldüğünden, evlerin yağmalandığından hiç bahsetmedin. Kim bilir kutsal olduğunu düşündüğün bu toprakların egemenleri gözlerini kapatmıştı, gözlerini kapatmıştın. Sen de bilmiyordun belki kim bilir?

Kürtçe Kimin Kürtçesi ?

Cuma, Şubat 27, 2009 Yazar: ters LALE... , , 2 yorum var
Bu millet milliyetçi kafataslarından çektiğini hiçbiyerden çekemedi ...

Kürt sorunun günden güne yaşamın temel olgusu olmasıyla beraber kürtler kendi haklarını kendielrine ait olanları dahada öne çıkarmaya başladı. Ki bu onların kendi hakları . Hiçbir meclis yokturki milletvekilleri anadillerini konuştukları için suçlansılar aşağılansınlar , bunun yasak olduğunu bağırıp dursunlar. İşte hükümetin demokrasi anca buraya kadar. Kendilri konuşunca hak özgürlük asıl konuşması gerekenler konuşunca ise bölücülük . İşte demokrasi buraya kadar. O hükümettir ki demokrasiyi kendi kullandıkları hak sananlar deilmidir. o başbakan deilmidirki kendi insanını mal olarak gören. Bir sıra bir söylemi vardı . benim işim ülkemi pazarlamak. Ki bu konuda kendini bile aştı yakında insanlarıyla toplu halde verecek bi yerlere.