Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

Üniversite Kayıt İlk Günü Ve "Gülümseme"ler..


Aslında Burdur / Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulunu bilerek yazdım. İstediğim bölümmüydü belki. Ama biraz hedeften saparak yazmıştım burayı. Gidincede çok birşey beklemiyordum. Belkide kendimle biraz daha fazla zaman geçirmekten biraz daha kendimi sorgulamak daha fazla olacaktı bunun bilinciydeydim. Yazdım ilk tercihe belliydi zaten . Ve gittik..

İlk gün 4 saat kadar yolculuk sonra vardım ilçeye aslında beklediğim birşeyde yoktu ama o küçük ilçe bayağı büyük gelmişti bana. İlk giderken insanları izliyor devamlı gözlemliyordum ne yaptıklarına anlam vermeye çalısıyordum. Ve okula vardım bi 15-20 dakika geçikme ile kapılar açıldı .


Senden Uzakta Yaşamak ....

Pazartesi, Ağustos 17, 2009 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Sessizce
Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce,
Hiç için titredi mi sıcak yaz geceleri,
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu,
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı,
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını…

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki,
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın…

Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun;
Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın,
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların,
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların,
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda…

Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları,
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde,
Büyüdükçe büyür kalbin, her sevdayı saklar içinde,
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne,
Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur…
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende,
Teslim olursun ölüme,
Sessizce…

Kimin Yazdığı bilinmemektedir ...

Bir Çocuğun sessiz Çığlığı : Babacığım...

Perşembe, Mart 26, 2009 Yazar: ters LALE... , , Yorum yok


Çok iyi hatırlarım, küçücük bir çocukken bu toprakların nasıl mücadelelerle kazanıldığını anlatırdın bana, heyecanlanırdın. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ezbere okuduğumda gururlanırdın, gözlerimden öperdin. Vatan’dan, Misak-i Milli’den, Kuvayi Milli’den dem vuran tarih kitaplarımız içinden Osmanlı İmparatorluğu’nun Yavuz Sultan Selimi’nden, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’i ve kerametiyle ilgili öyküler anlatırdın. Vatan toprağının kutsal olduğunu söylerdin, televizyonda teröristlere ülkeyi bölmek istedikleri için lanet yağdırırdın. Hatırlıyorum baba, hepsini hatırlıyorum. Ama nedense bu topraklarda gururla bahsettiğin cephelerde Kürtlerin de savaştığını hiç söylemedin. Sabiha Gökçen’in ise bir Ermeni olduğunu… Yavuz Sultan Selim’in onbinlerce insanı kılıçtan geçirdiğini hiç söylememiştin mesela. Kurtuluş Savaşı dediğin öyküde 1 milyon Ermeni’nin bu ülkenin askerleri tarafından katledildiğini hiç anlatmamıştın. Munzur’un kan akan derelerinden, kılıçtan geçirilen kadınlardan, çocuklardan hiç bahsetmemiştin. Kürt bölgelerinde evlerin yakıldığından, kadınların kaçırılıp tecavüze uğradığından, çocukların öldürüldüğünden, evlerin yağmalandığından hiç bahsetmedin. Kim bilir kutsal olduğunu düşündüğün bu toprakların egemenleri gözlerini kapatmıştı, gözlerini kapatmıştın. Sen de bilmiyordun belki kim bilir?

Kürtçe Kimin Kürtçesi ?

Cuma, Şubat 27, 2009 Yazar: ters LALE... , , 2 yorum var
Bu millet milliyetçi kafataslarından çektiğini hiçbiyerden çekemedi ...

Kürt sorunun günden güne yaşamın temel olgusu olmasıyla beraber kürtler kendi haklarını kendielrine ait olanları dahada öne çıkarmaya başladı. Ki bu onların kendi hakları . Hiçbir meclis yokturki milletvekilleri anadillerini konuştukları için suçlansılar aşağılansınlar , bunun yasak olduğunu bağırıp dursunlar. İşte hükümetin demokrasi anca buraya kadar. Kendilri konuşunca hak özgürlük asıl konuşması gerekenler konuşunca ise bölücülük . İşte demokrasi buraya kadar. O hükümettir ki demokrasiyi kendi kullandıkları hak sananlar deilmidir. o başbakan deilmidirki kendi insanını mal olarak gören. Bir sıra bir söylemi vardı . benim işim ülkemi pazarlamak. Ki bu konuda kendini bile aştı yakında insanlarıyla toplu halde verecek bi yerlere.