Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

dont etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dont etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kitap Tavsiyesi İstiyorum Diyenlere

Çarşamba, Şubat 06, 2013 Yazar: ters LALE... , , Yorum yok


Facebook Mehmet Atlı Sayfasindaki arkadaşların tavsiyeleri ile bir not oluşturmuştuk bu notu blogumda da paylaşma gereği duydum ne okusam ya diye hala gezen insanlar varsa bir göz atmakta fayda var diye düşünüyorum. ya bunu da siz okumalısınız dediğiniz nadide eserleriniz için yorum bırakmanız yeterli :) 
Mehmet Atlı Hayranlarının yorumlarıyla birlikte bir okunacak veya okunmalı dediğiniz kitapları bir araya topladık. Belki çok fazla olmadı ama Şimdilik buda iyidir arkadaşlar. Eklemek istediğiniz varsa gene yorumlardan devam edebilirsiniz. Amaç okumamış olan arkadaşlara tavsiye ettiğiniz güzel kitapları keşfetmelerini sağlamak bir bakıma yol göstermekti. 



Nazım Hikmet Ve Aşk Üstüne ...

Çarşamba, Ocak 16, 2013 Yazar: ters LALE... Yorum yok


Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen neyapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki....Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....
Nazım HİKMET

Politik Davranış Nedir ?

Cuma, Kasım 23, 2012 Yazar: ters LALE... , Yorum yok
Siyaset bilimine, 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısında, siyasal sistemi çevreleyen kurallar ve bu kurallar çerçevesinde faaliyet gösteren kurumlara ağırlık veren kurumsal yaklaşım egemendi ve kurumsal yapıya anlam kazandıran bireysel ve toplu insan davranışı gözardı ediliyordu.

1949 yılında, bir grup bilim adamı Chicago Üniversitesi'nde, "davranış bilimleri" deyimini ortaya attı ve sosyal bilimlerde yeni bir yaklaşım biçimi geliştirdi.

Davranışsal yaklaşım adı verilen bu yeni anlayışın siyaset bilimine uygulanmasından başlıca şunlar amaçlandı:

1-Siyaset bilimini mümkün olduğu kadar siyasal oluşumları tahmin etme ve açıklama yeteneğine kavuşturmak, bunun için de, biyolojideki hücre gibi somut olarak tesbit edilebilecek ve geniş karşılaştırmalara imkan verecek birimler üzerinde çalışılması.

2-Çalışma konularını belirlerken, özellikle, görgül verilerin toplanabileceği ve çözümleneceği teorik önermelerin tercih edilerek, alan araştırmalarına ağırlık verilmesi.

3-Araştırmayı kolaylaştıracak, matematik, istatistik, bilgisayar gibi tekniklerin kullanılması.

Doğum Günü mü dediniz ?

Salı, Kasım 20, 2012 Yazar: ters LALE... Yorum yok

bu doğum günü kendim için en kötü ve acı gündür, zira hiç de güzel şeyler getirmemiştir şimdiye kadar. hiç olmasaymış da gelmeseymişim derim...kutlamak pek mantıklı gelmez. Bilmem kutlanınca belki mutlu oluyor kalabalık yalnızlıklar.  Hani her ne kadar bir tüketim  amacı ile yapılıyor olsa da insanlar bununla mutlu olabiliyorlar . Mutlu oluyorlarsa kutlanmalı tüketim müketim bahane .. Mutluluk dünyada ki en güzel şey ... Ama doğum günü olmadan da hatırlanmalı insanlar , hatırlatmaya gerekler kalmamalı .
Şans Ya dersimin kasvetli bir ayında doğmuşum ama sevdiklerim için düşünüce, onların var olduğunu bana yeniden hatırlatıp gülümsememi sağlar.

Bu arada güzel insan Hakan Harita yaşlanıyor ha :) iyiki doğmuş