Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

Bir Sevdanın Mektuplarda "şakıması" : Leylim Leylim

Cumartesi, Şubat 15, 2014 Yazar: ters LALE... , , , , Yorum yok

Ahmed Arif belki de edebiyat tarihinde tek kitapla şair olan ve o şiirleri insanlar unutulmaz izler bırakan bir yazar. Asıl soyadı şentürktür. Yaşamını gazete ve dergilerde teknik işlerde geçirerek kazanan bir şairdi. Toplumcu ve gerçekçi bir şiir üstadımız kendisi. Türkiye'de hadi bana üç şair say dediğinizde aklıma gelen ilk üç şahsiyetten birisidir.

En son geçen sene Leylim Leylim adında Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e aşk mektuplarının olduğu bir kitap piyasaya çıktı. Sanırım ikinci günde kitapçı kitapçı gezerek aldığım bir kitaptı. Kitapta bazen , kardeşim , canım , kardeş cocuk gibi tabirler kullanmış.Kitapla beraber şiirlerini dinlemeyin iyi izler bırakmaz .
Kitaplarda baktığınız üzere birçok şiiri Leyla Erbil'e yazdığı  ve gönderdiğini görüyoruz.

Her zanamkinden fazla....

Pazar, Ocak 19, 2014 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Bugün belki seni her zamankinden çok özledim. her an her saniye ... ben yine aynı benim biliyor musun ne kadar imaj değiştirmeye bişiylerle ugrasmaya calısırsam calısayım yok ya ben hep aynı ben olarak kalıyorum. seni her özlediğimde telefonun diğer ucundaki o özel sesin yok ...

Az kaldı bebegim bir kaç gn sonra gorusecegiz seni çok özledim diyen o sesin yok...

Her zamankinden daha yalnızlaştım , daha çok özledim belki bu yüzden.Özlüyorum seni belki yeterince üzülmüyorumdur , üzülmeke için zorlamak da olabilir bu. Canom sen gittikten sonra öyle kocaman bir boşluk kaldı ki geriye hüzünle doldurmaya çalıştım onu. Farklı yönlerde olmamalıydık ki varsayalım ki gittik buluşmalıydık birgün aynı noktada sen ve ben. Yollar seninle bitmeliydi biz kalmalıydık sonunda orada.

Bana canın yanmaz birgün geçer dediler. Ben hala gittiğini bile bilmiyorum sanki , bilmiyormuş gibi yapıyorum. Kalabalıklar arasında seni ararken gözlerim insanlarda sana benzeyen , sende gördüğüm herşeyi ayrıştırma yoluna gitti biliyor musun ? Herşeye o kadar çok dikkat eder oldum ki çıkamadım içinden. Kafamı kaldıramadığım anlar oldu. Gözlerim doldu sadece , doldu. Gerisi gelmedi .Gelemedi artık.

Gider miydim ? neyse boşver...

Çarşamba, Mayıs 08, 2013 Yazar: ters LALE... Yorum yok
Yaralar bedende durmuyor ya büyüyor yada gittikçe daha da derinden kanıyor. Gerçer dedikleri hiç geçmiyor hayatta herkes bir gözünü kapatıyorlar , ayrıntılarda kaybolmaktan vazgeçmeyi de  istiyorlar .  Herkes bişeyler söyler durur ama yaşayanlar dışında pek de bunu anlayabilen yoktur galiba.

Hiç sevdiğiniz insandan vazgeçemeyeceğiniz an oldu mu , ya da onunla yaşamayı öğrendiniz ve o gitti şimdi bu kocaman dünyada hiçbişey bilmeden yaşamak gibi birşey. Başka hiç kimseyi sevememe haline girebildiniz mi.  Eskiden korkmazdım birşeylerden. Şimdi herşeyden korkuyorum insanlardan yalanlardan... Bazen duyduklarınız bildiklerinizi bilmemeyi hiç istediniz mi?

Ve evet şimdi gidiyorum ...

O git deseydi anlatsaydı da giderdim. Zorba değildim ki bn. Biraz deliydim sadece.. Onunla yaşamaya alışmış onunla yaşamayı öğrenmiş onunla hayata gülmeyi başarmış bir deli. Konuşsa anlatsaydı ben giderdim ki. Ha eskisi gibi olmayacaktım zaten gene de değilim ya .

Sözler kurşundan daha ağırdır. Bir kelime deler geçer. Öyle ki geceleri anılar sıraya girer gözlerinin önünde halaya durur bir tan vakti...

Ben şimdi ne yaparım ne yapacağım . Onsuz yaşamayı hiç bilmiyorum ki öğrenmedim de.. Öğrenmek de istemiyorum biraz yaşlandım sanırım .. Güçlüydüm eskiden istesem yapardım herşeyi şimdi kırılgan zamanlar yaşıyorum serum şişeleri mutlu ediyor hapları şeker niyetine içiyorum kah bir kah iki.

Ben açık bir hapishane de yaşıyor gibiyim. Ben onu sevmeye mahkum olmuşum. Vazgeçebilir miyim hayır..
Keşke demek istemiyorum... Gidip de dönmek de istemiyorum. Artık yazmak da istemiyorum yaşayamadıktan sonra bunları yazsan ne olacak yada durum tahlili yaparken daha da batmak...

Düzensiz zamanların saat tıkırtıları geliyor... sanki onun kalp atışlarını duyuyorum sanki ondaki o ürkekliği onda ki o yalnızlıgı yasıyorum...

Sanki sanki ..

çok şey kalmadı günlük bende ... anılar sıraya girdi gece-gündüz takla atarak ..

Ben onu çok sevdim , seviyorum... Ve gidiyorum .. dönmeyi istemiyorum hep orada onunla kalmak istiyorum.. uzaktan da olsa . Birgün düşünürse beni sadece gülsün o ... 32 der yanına gelirim ..

neyse günlük benden bu kadar. yazma vakti de bitti.

Bdp Dersim'de Neden Kaybetti ? Chp Neden Kazandı - C. Canerik

Pazartesi, Nisan 29, 2013 Yazar: ters LALE... , Yorum yok


Devrimciler Dersim’de bir köye giderler. Köylüleri köy meydanında toplarlar ve onlara;

- “Biz sosyalizmi davul ve zurnayla getireceğiz köyünüze. O zaman hepiniz eşit olacaksınız. Kimsenin (özel) mal-mülkü kalmayacak. Mal-mülk herkesin olacak” şeklinde propağanda yapar ve ayrılırlar.

Gel zaman, git zaman bir köylü ise tarlasına kavak ağacı eker.Zamanla kavaklar büyür, serpilirler. Bir gün bakar ki köyden davul zurna sesigeliyor. Hemen köy meydanına doğru koşmaya başlar. Büyük kalabalık toplanmıştırve gençlerle yetişkinler çoğunluktadır. Düğün olsa davetiye mutlaka gelir, enazından haberi olur… Büyük bir şaşkınlık yaşar ve ardından hırsla bağırır:

-Bu dere kenarında bulunan tarladaki kavaklar benimdir. Kim kionları benden alacak onun anasını sikerim”

Bu, Dersim’de siyasete hafif de olsa bulaşmış olan herkesin bildiği bir fıkradır. Ütopik siyaset ve maddi gerçekliğin çatışmasını kanımca en iyi anlatan fıkralardandır. Dersim’de CHP’nin iki milletvekili çıkartması ve BDP’nin desteklediği bağımsız milletvekili adayı sanatçı Ferhat Tunç’un kaybetmesinin nedenlerini en iyi şekilde bu fıkrayla aktarmak mümkündür.

Almamalı Kimsenin Ahını ...

Cumartesi, Mart 30, 2013 Yazar: ters LALE... , Yorum yok

Almamalı kimsenin ahını. Dokunmamalı kimsenin dokunulmasını istemediklerine. İncitmemeli nazenin yürekleri. Ağlatmamalı hiç kimseyi. Sebebi olunmamalı kimsenin bir damla gözyaşına. Yani gözyaşı sahibine ait olmalı. Akmasını istiyorsa ayıplanmamalı, gizlemek istiyorsa döktürmemeli.

Kırmamalı kimsenin umudunu. Yormamalı duygusal zihinleri. Düş kırıklığına uğratmamalı, hiçbir şarta bağlamadan güven duyan sadık yürekleri. Sormamalı cevapları kâh aklında, kâh zihninde, kâh düşlerinde gizlenmek istenen soruları. Mesela, beni seviyor musun diye bir soru sormamalı. Seviyorsa da sevmiyorsa da yürekte bırakmak niyetinde olduklarını sokağa salıvermeye zorlanmamalı.

Dokunmamalı kabuk bağlamış yaralara. Kanama sebebi olmamalı, kimsenin yaralarının. Düğümlememeli, çözülmesine dair umut beslenen sorun yumağını. Kör düğüme çevirmemeli düğümlenmiş olanları. Çare olmaya çalışılmalı, olunamıyorsa gölge etmemeyi bilmeli. Yüzüstü bırakılmamalı, yüzü size dönük bir tebessüm ile bekleyişte olanları.

hhe belkim..

Pazartesi, Mart 04, 2013 Yazar: ters LALE... Yorum yok

“Bense bir gün, ne zaman olacağını şimdi bilmediğim bir gün… 

Bütün umutsuzluklarımı, hüzünlerimi, anlamsızlıklarımı, hiçliklerimi bu şehirde bırakıp, 

sadece senin sevdanı giyinip üzerime senin şehrine doğru yol alacağım...”

Sabahattin Ali