Olmayan Rüzgarda Uçurtmasını kaybeden adam !

BuGün 12 Eylül Kara Bir Tarih


Bu yazıya nasıl başlıyacağımı bilmiyorum heralde.O günlerde İşkencelerde,cezaevlerinde kimlerin neler çektiğini anlatmaya ne benim gücüm yeter nede bunu yaşayanların.

Bi tabir Vardır ya:
-Yaşayan Bilir.Buda Aynen öyle bi olay.

O dönemde Zaten yapılan o kadar berbat şeyler vardı ki.Ama hiç suçlu çıkmadı. Olan gene bizim insanımıza oldu. Ne Siyaset kafasını başına topladı. Ne Darbe zihniyeti değişebildi.Şuan Ülkemizde yükselen Militarizmin , faşizmin ve Dinin belkide inşasını devlet kendi orada attı. Dini okullar o dönemde korundu . Bi Çok yerde yeni imam hatipler ta o dönemde açıldı. Anayasanın 15.Maddesiyle* Darbe döneminde faili meçhul olaylarda yargıya başvuruda yasaklanmıştı . Bunlar bilmiyorum birşeyleri anlatmaya yetiyormu.

Darbecilerin ruh halini özetleyen bir Cümle :

"herkesi "ölü balık gözü" gibi bakar hale getirdik. ama kadın tutuklularda ne varsa bunu yapamadık. belki kadınların ay hali var ve bunun öncesinde sinirli oluyorlar. o yüzden de böyle davranıyorlar."

Gerçi Hala Darbe ANayasıyla yönetiliyoruz ya oda ayrı Bişi :) bu ülkede .
Darbeden askerlerin değilde siyasilerin ders alması gerektiğini düşünen bi zihniyette ortada.


Darbeyi yapan herifin bodrumda hala çok rhat ressamlığada başlamış bu mahlukat yaşamasıda, cezasız kalmasıda ayrı bişşe ...

KARANLIK BİLANÇO 12 Eylül darbesinin karanlık bilançosu şöyle:

650 bin kişi gözaltına alındı.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişiye idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
50 kişi idam edildi.
98 bin 404 kişi ‘örgüt üyeliğinden’ yargılandı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi ‘mülteci’ olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu şekilde öldü.
171 kişi işkenceden öldü.
Cezaevlerinde 299 kişi öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu.
95 kişi ‘çatışmada’ öldü.


O dönemde Anayasanın 15.Maddesi Şöyledir:
12 eylül cuntasına tam bir dokunulmazlık zırhı giydiren antidemokratik madde. tam olarak şöyledir:

'12 eylül 1980 tarihinden,ilk genel seçimler sonucu toplanacak türkiye büyük millet meclisinin başkanlık divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde,yasama ve yürütme yetkilerini türk milleti adına kullanan,2356 sayılı kanunla kurulu milli güvenlik konseyinin,bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin,2485 sayılı kurucu meclis hakkında kanunla görev ifa eden danışma meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai,mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ,merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı,karar alanlar,tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.bu dönem içinde çıkarılan kanunlar,kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı anayasa düzeni hakkında kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların anayasaya aykırılığı inkar edilemez.'

Bu yazıyı OKurken Günay abimin yazısını eklememk eşeklik oluır :)
Günay Doğanın Yazmış Olduğu , Bir Garip Hikaye Kenan Evren Yazısını Buraya Tıklayarak Okuyabilirsiniz.

3 yorum:

  1. Teşekkürler Hıdır, sen de çok güzel betimlemişsin durumu. Bu konuda söylenecek pek fazla şey yok. Kenan Evren, yargılanmadan ölürse; hepimiz yenik sayılırız bence. Yargılanması için mücadele etmeliyiz diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Bu kadar geç bi yargılamada ne kadar acıları hafifletir ne kadar dogru o ayrı mesele ..

    YanıtlaSil
  3. nolursa olsun geçmişin derin izi silinmiyor

    YanıtlaSil

Yazıya yorumunu yap ;